İç organlarımızdan olan kalp içi boş olup kas yapısında bir organ olarak kalp göğüs boşluğu içerisinde her iki akciğer arasında büyük bir yeri kaplamaktadır. Kenarı, perikard adı verilmekte olan bir zar ile çevrili olmaktadır. Kalp, iki akciğer arasında tepesi aşağıda tabanı yukarıda bir koni gibi şekle sahip olmaktadır. Bir insan ortalama yaklaşık 100 bin, yılda 40 milyon olarak, tüm insan yaşamı boyunca yaklaşık 2,5 milyar defa, hiç durmaksızın yaklaşık olarak 8 ton kanı vücuda pompalamaktadır. Kalp dakikada 60 ile 80 vuruş arasında değişmekte olan bir hız ile kanı vücuda pompalamaya yaramaktadır. Ayrıca kalbimiz sayesinde vücut ısısını dengelenmektedir. İç organlarımızdan olan karaciğer diyaframın hemen altında olup, sağ tarafta, yaklaşık olarak 2 kilogram ağırlığında koyu kırmızı renkte yumuşak bir organ olmaktadır. Bu organımızın görevi ise proteinlerin üretilmesi ve depolanması için sürekli iş başında olmaktadır ve protein metabolizmalarının oldukça çok yan üretimlerinin tanzim ve kontrol edilmesini sağlar. Vücudumuzdaki şekerin depolanması ve kanda bulunması zorunlu olan şeker miktarını ayarlamak için görevlendirilmiş olmaktadır. Vücuttaki toksik ve zararlı maddelerin nötralize olmasını sağlar. Kan miktarını ayarlamaktadır.

Akciğer organımız ise göğüs boşluğu içerisinde bulunmakta olan ve solunuma yarayan organ olmaktadır. Göğüs boşluğunun sağ ve sol taraflarında bulunan iki ayrı parçadan meydana gelmektedir. Akciğer organının ana görevi ise atmosferdeki oksijeni kan dolaşımına eklemek ve kan dolaşımındaki karbondioksiti atmosfere çıkartmaya yaramaktadır. Dalak ise karın boşluğunun solunda olup midenin arka tarafında bulunmaktadır. Görevi ise eskiyen kırmızı kan hücrelerini yok ederek, gerektiği zaman yeni kırmızı kan hücreleri üretmektedir. Sıtma ve tifo gibi bulaşıcı hastalıklar veya kansızlık sonucu dalak oldukça hızla hastalanmaktadır. Mide ise karın etrafının sol tarafında, kaburga kemiklerinin arkasında ve diyaframın altında, oyuk ve torba şeklinde olan bir organ olmaktadır. Boş mide yaklaşık 15-20 santim uzunluğunda olup 7,5-10 santim genişliğinde olmaktadır. Sindirim sisteminin yemek borusu ile bağırsak başlangıcı arasında bulunmakta olan kısım olup içerisine giren yiyeceklerin kimyasal ve fiziksel olarak parçalandığı yer olmaktadır. Ayrıca mide kendi çıkardığı asitten kendisini korumak için yapışkan, bazik bir mukus üretmektedir.

İç organlarımızdan olan ince bağırsak ise kıvrımlı bir yüzeye sahip olup besinlerin bağırsak duvarından difüzyonu ve emilimi için uygun olan yüzey yerini arttırmaktadır. Yetişkin bir insanın ince bağırsağı, ortalama olarak, yaklaşık 7 metre uzunluğunda olmaktadır. Böbrek organımız ise omurgalılar arasında bulunan fasulye şeklinde boşaltım organlarından olmaktadır. Bu organın görevi ise proteinlerin parçalanması sonucunda oluşan üre gibi zararlı maddeleri vücuttan uzaklaştırarak bir diğer yandan da vücudun sıvı, mineral ve asit düzenini düzenlemeye yaramaktadır. Apantist ise kisilerde, kalın bağırsağın bir çıkıntısı olan ve bağırsağın alt tarafına tutunarak serbest olan diğer ucu çıkmaz halinde sonlanan solucan şeklinde bir bağırsak çıkıntısıdır. Bu çıkıntının uzunluğu, 7-12 cm olmaktadır. Bu organın görevi ise bademciklerin ve lenf düğümlerinin görevine benzemektedir. Kalın bağırsakta bulunan mikropları yok ederek hastalık oluşumunu önlemeye çalışmaktadır. İç organlarımız ve görevleri bu şekilde sıralanıp özellikleri saymakla bitmemektedir.